13 Şubat 2025 Perşembe

Manga: Seishun Otome Banchou!

Posted by nana at 2/13/2025 09:41:00 ÖÖ 0 comments

 Seishun Otome Banchou! (青春乙女番長! )  Shizuru Seino'nun yazıp çizdiği romantik komedi manga serisi. 2012 yılından 2014 yılına kadar Kodansha yayıncılığın shoujo manga dergisi "Bessatsu Friend" isimli dergisinde yayımlanmış. Sonrasında 3 cilt olarak basılmış. 3 cilt, toplamda 13 bölüm. Serimiz tür olarak shoujo (genç kız) manga. Romantik komedi türünde ama aslında romantikten çok, absürt komedi diyebileceğimiz bir seri. Myanimelist puanı 7,39.

Ana karakterimiz liseli Hirata Mihane isimli kızımız (Yan resimde kapaktaki kız) herkesin korktuğu bir yüz ifadesine sahip, pek kadınsılığı olmayan biridir. Sık sık sinirine yenik düşerek, istemeden de olsa şiddet içeren davranışlar sergilemektedir. Bu davranışlarından dolayı bütün okul onu "satsujinki" olarak çağırır. (Katil gibi bir anlama geliyor ama canavar şeklinde bir hitap gibi düşünebilirsiniz.)  Ancak bunlara rağmen onun görünüşüne aldırmayan, ona karşı kibar davranan, yakışıklı ve sınıfın popüleri Touma-kun'a sırılsıklam aşıktır. Ve Touma'nın kendisine bakması için türlü türlü komik şeyler yapar. Serideki karakterlerden bir diğeri Mihane'nin en yakın arkadaşı güzeller güzeli Maria. Mihane'nin Maria'yla olan diyalogları da çok komik. İşte serimizde Hirata'nın Touma'yla ve diğer arkadaşlarıyla olan absürt komik olaylarını okuyoruz. Çizimler de komediye katkı sağlıyor. 😆Zaten 13 bölüm gibi kısa bir seri olduğu için çok da çabuk bitiyor. 

Absürt komedi seviyorsanız, eğlenmek ve kafa dağıtmak istiyorsanız bu seriyi okumanızı tavsiye ederim. 

7/10

12 Şubat 2025 Çarşamba

Kitap: Davetli Listesi-Lucy Foley

Posted by nana at 2/12/2025 12:13:00 ÖS 0 comments

 Bugün Lucy Foley'den "Davetli Listesi" ile karşınızdayım. Kitapla ilgili yorum yapmadan önce hemen arka kapak yazısını şuraya koyuyorum ki gizem artsın: 

"İrlanda kıyılarındaki bir adada, davetliler hayatlarını birleştiren iki kişiyi kutlamak için toplanıyor. Damat: Yakışıklı ve çekici, yükselen bir televizyon yıldızı. Gelin: Akıllı ve hırslı, bir kadın dergisi sahibi. Şaşaalı düğünlerden beklenen ne varsa karşılığını buluyor: Tasarımcı kıyafetleri, ulaşılması zor, görkemli bir düğün yeri, lüks parti hediyeleri, butik viskiler... Elbette cep telefonunuz çekmeyebilir, adaya ulaşmak için boyunuzu aşan dalgalarla mücadele etmek zorunda kalabilirsiniz, ancak her ayrıntısı ustalıkla planlanmış bu düğünde yer almak, birçokları için bir ölüm kalım meselesi... Elbette, mükemmellik sadece planlarda olur ve insan dediğiniz de insandır işte. Şampanya patlayıp eğlence başladığında, kızgınlıklar ve küçük kıskançlıklar, anıların ve iyi dileklerin her bir zerresine sızmaya başlıyor. Sağdıçlar okul günlerinden kalma bir içki oyununa girişiyor. Nedime pek de tesadüf denemeyecek şekilde elbisesini mahvediyor. Gelinin en eski (erkek) dostu rahatsız edici derecede şefkatli bir konuşmayla kadeh kaldırıyor. Ve sonra mutlu çiftin bu önemli gününe ölümün gölgesi düşüyor. Ölen kim? Öldüren kim? Belki daha da önemlisi, sebep ne?"

Evet yeterince ilginizi çektiyse (ki benim çekmişti) kitapla ilgili konuşalım. Kitap 6 farklı karakterin ağzından anlatılıyor ve şimdiki zaman çekimiyle yazılmış. Yani karakter anlatırken "..kapıyı açıyorum...gidiyorum...görüyorum..." vb. şekilde konuşuyor. Alışık olmayanlar için biraz farklı gelebilir ama kitabı okurken eminim alışırsınız. 

Karakterler İrlanda'nın geçmişi pek de parlak olmayan bir adasında gerçekleşecek düğün için toplanır. Issız ve izole bir mekanda geçen romanları okumayı seviyorum. Bu romandaki mekan da ıssız ve izoleliğini iliklerimize kadar hissettiriyor. Düğün için böyle bir mekan seçmek de ayrı bir konu ya neyse. Düğün için eski arkadaşlar toplanmış, alkol tüketimi had safhada, herkes eğlenmesine bakmışken birden olaylar farklı bir hal alıyor. Geçmiş şimdi arasında geçişler oluyor. Entrikalar, gizem, gerilim had safhada ilerliyor. Hikayede son sayfaya kadar merak duygusu yüksek tutuluyor. 

Herkes Agatha Christie'nin tarzına benzetmiş. Evet biraz benziyor. Beni tanıyanlar bilir, sıkı bir Agatha Christie hayranıyımdır. 😍 Agatha Christie'yi sevenler, gizem, gerilim kitapları sevenler bu kitaptan da keyif alırlar diye düşünüyorum. 

Herkese iyi okumalar! 8/10


10 Şubat 2025 Pazartesi

Kitap: Gemi-Mats Strandberg

Posted by nana at 2/10/2025 10:28:00 ÖÖ 0 comments

 Gemi, Mats Strandberg'in kaleminden çıkmış bir gerilim ve korku romanı. Yazarı Halka-Engelsfors üçlemesi'nden tanıyanlar olabilir. Ancak ben o kitabını henüz okumadım.

Hikaye İsveç'ten Finlandiya'ya giden Baltic Charisma isimli bir gemide Baltık denizinin sularının üstüne geçiyor. Tüm yolcular farklı sebeplerden gemiye binmiş ve yolculuklarına başlamışlar. Hikaye çoklu bakış açısından anlatılıyor. Yani bölümler halinde birçok farklı karakterin ağzından anlatılıyor. Bazı kısımlar ise üçüncü şahıs bakış açısından anlatılıyor. Kitabın başları çok durgun geçiyor, çünkü karakter çok olduğu için bu karakterlerin tanıtımı, hayatları, hikayenin bir temele oturtulması size biraz uzun gelebilir. (Hikayesini okuduğumuz yaklaşık 9-10 karakter var.) Ama bu kısımlara dayanabilir ve kitabı yarıda bırakmazsanız kendinizi çok hareketli ve heyecan dolu olayların içinde bulacaksınız. "Ne oluyor ya?" diye kalabilirsiniz. 

Yolcular gemiye ilk bindiklerinde her şey mükemmeldir, eğlence had safhada ve ortada hiçbir sorun yoktur. Ancak gel gelelim bazı olaylar yaşanır ve bu da başka olayları tetikler. Genel şekliyle kitap bu şekilde. Detayına indiğim an spoiler olacağı için daha fazla anlatamıyorum. Anlatımı ve karakter analizleri yoğun, tempo başlarda yavaş, sonrasında ise pik yapıyor. Bir film izliyormuşçasına okuyorsunuz kitabı. 

Arka kapak tanıtım yazısını da ekliyorum:

"Baltık denizinin yaşlı gemisi Baltic Charisma’daki yolcuların her şeyden öte tek bir istekleri vardı: Olabildiğince eğlenmek. İster hayatlarının aşkını arıyor olsunlar, ister günlük hayatın korkularından kaçıyor olsunlar, gece uzundu ve alkol durmaksızın akıyordu. Ancak bu kez, her şey farklı olacak. Kaçacak hiçbir yer yok. Saklanacak hiçbir yer… Ve kime güveneceğini bilmenin hiçbir yolu yok. Çünkü bu türden bir kötülük yayılmaya başladığında, durdurması imkânsızdır."

İyi okumalar! 9/10.

8 Şubat 2025 Cumartesi

Manga: Dame na Watashi ni Koishite kudasai

Posted by nana at 2/08/2025 05:12:00 ÖS 0 comments

 Dame na Watashi ni Koishite kudasai(ダメな私に恋してください) Nakahara Aya tarafından yazılıp çizilmiş, josei (kadın) - romantik komedi türlerine giren süper bir manga. Nisan 2013'ten Mayıs 2016'ya kadar Shueisha'nın josei manga dergisi You'da yayınlanmış, sonrasında 10 cilt halinde basılmıştır. 2016 yılından 2018 yılına kadar "Dame na Watashi ni Koishite Kudasai R" isimli devam serisi çıkmıştır.  Yine 2016 yılında "Please love me" adıyla live action dizi uyarlaması çıkmış, ancak bir önceki yazılarımda bahsettiğim üzere live action uyarlamalarında genelde hayal kırıklığı yaşadığım için bu serinin dizisini de izlemedim.

Bu manga benim çok sevdiğim ve Japonca olarak satın aldığım serilerden biri. 💜 

Shibata Michiko neredeyse 30 yaşına merdiven dayamış, işten çıkarılmış, meteliksiz olmasına rağmen kendinden yaşça küçük olan hoşlandığı çocuğa para yediren bir kadındır. Bir gün iş yerinde eskiden amiri olan Kurosawa Ayumu ile karşılaşır. (Esas çocuk) Kurosawa Ayumu kurumsal hayatı bırakmış ve her zaman hayali olan "Himawari" isimli bir restoran açmıştır. Kurosawa, bizim Michiko'nun derbeder halini görünce kendini toparlayana kadar restoranında çalışması için iş teklifinde bulunur. Michiko kabul eder ve bu restoranda işe başlar. Seride Michiko'nun komiklikleri, Kurosawa ile ilişkisi, diğer karakterlerle yaşananlar vb. gibi iyi-kötü çeşitli olayları okuyoruz. (Bu arada yan karakterler de ÇOK iyi) Serimiz adı üstünde romantik komedi. Yani hem romantizm var hem de bolca komedi. Michiko'nun yüz ifadeleri, et yemeyi çok sevmesi, Kurosawa'ya karşı davranışları, konuşmaları gerçekten çok komik. 😆 

Yani şu tipe bakın :)

Dame na Watashi ni Koishite kudasai(ダメな私に恋してください)  Türkçeye çevirmek istersek, "Lütfen işe yaramaz beni sev" gibi bir anlama geliyor veya daha motomot bir çeviri "işe yaramaz bana aşık ol lütfen" gibi oluyor ama ilki daha iyi sanırım. 

Nakahara Aya-sensei'yi çok ünlü Lovely Complex mangasından tanıyanlar olabilir. O serisi de çok eğlenceliydi. Hatta Lovely Complex'in animesi de çıkmıştı. Yani Sensei'nin kalemi gerçekten iyi.

Bu manga yine Türkçeye çevrilmesini dilediğim ve olur da lisansı alınırsa Japoncadan dilimize çevirisine talip olduğum bir seri. 😍Yine yayınevlerine sesleniyorum. 😀

Romantik komedi seven herkese tavsiyemdir. 10/10


7 Şubat 2025 Cuma

Manga: Tokyo Tarareba Musume

Posted by nana at 2/07/2025 09:44:00 ÖÖ 0 comments

 Tokyo Tarareba Musume, benim çoo..ook sevdiğim serilerden biri. Mangakası Higashimura Akiko. Higashimura-sensei'nin serilerini, mizahını gerçekten çok seviyorum. "Kuragehime" serisini de çok sevmiştim. Ama Tokyo tarareba musume (東京タラレバ娘) 'nin yeri benim için ayrıdır. 

Manga Kodansha'nın josei (kadın) dergisi olan Kiss'te Mart 2014'ten Nisan 2017'ye kadar yayımlandı. Daha sonra yine Kodansha tarafından 9 cilt halinde basıldı. (O kadar severim ki 9 cilt orijinal (Japonca) mangasını özel olarak aldım.👀) Manganın Kodansha USA tarafından İngilizce yayın hakları da alındı. 2016 yılında 9. Manga Taisho Ödüllerine aday gösterildi. 2019 yılında "Eisner Award for Best U.S. Edition of International Material—Asia" ödülünü kazandı. Sonrasında manganın "Tarare-bar", "Tokyo Tarareba Musume Returns" ve "Tokyo Tarareba Musume Season 2" olarak yan hikayeleri de çıktı.

Bu arada 2017 yılında live action dizisi çekildi ama ben manga veya animeden uyarlanan live actionları bazı istisnalar hariç pek sevmediğimden bu serinin dizisini izlemedim. 

Tokyo'da yaşayan ve senarist olan Rinko 33 yaşında ve bekar bir kadındır. Aşk hayatı kötü, iş hayatından da hiç memnun değildir. Liseden beri en yakın arkadaşları olan Kaori ve Koyuki (onlar da 33 yaşında ve bekar) ile sürekli içmeye giderler. Sürekli gittikleri izakayanın (meyhane gibi) müdavimi olmuşlardır. Üçü toplaşıp, dertleşir ve birbirlerine tavsiye, teselli, gaz vb. verirler. 😆  (Üçünün izakaya sahnelerini çok seviyorum gerçekten, bakınız aşağı😂 ) Bir gün yine üçü izakayada içerler ve aşk hayatlarından yakınırlarken, içeriye yakışıklı, gizemli ve genç bir adam girer. Bu adam bizimkilerin konuşmasına kulak misafiri olur. Bizimkilerin sohbeti ise sürekli "....eğer şöyle olsaydı, ...eğer böyle yapsaydım" gibidir. Adam da bunlara yaklaşır ve işte böyle dedikleri için evlenemediklerini söyler. Rinko bunu duyunca sinirlenir ve Tokyo Olimpiyat Oyunlarının yapılacağı yıl olan 2020'de evlenmeye karar verir. Buradan itibaren üç arkadaşın arkadaşlık ilişkileri, aşk ilişkileri, işleri ile ilgili olayları okuyoruz. Ve tabii ki o yakışıklı genç adam da serideki karakterlerimizden biri.

Seri bazı yönlerden aslında dram bile sayılabilir. Ama çok komik, bazen trajikomik, bazen çok gerçekçi, bazen üzücü, aslında çok hayatın içinden bir seri. Tür olarak josei ve hayattan kesitlere giriyor. Az önce bahsettiğim "....eğer şöyle olsaydı, ...eğer böyle yapsaydım" konuşmalarının anlamı, Japoncada fiilin sonuna getirdiğimiz -tara, -reba (たら、れば) ekleriyle veriliyor. Manganın ismi de işte buradan geliyor: Tokyo Tarareba Musume (東京タラレバ娘) "Tokyo Tarareba Kızları", yani "ya ...-saydı,...-seydi kızları" gibi bir anlam oluyor. Bunun da sanırım çevirisi zor olacağı için serinin adını İngilizceye direkt "Tokyo Tarareba Girls" olarak çevirmişler. 

Normal bir mangaya göre çok fazla replik var, karakterler sürekli konuşuyorlar. Çizimleri HARİKA! Çok seviyorum çizimlerini. O tepkileri, o surat ifadeleri paha biçilemez! Bazı sahneleri sırf çizimleri sayesinde bile kahkaha attırmıştır bana. 

Şu tiplere bakın ya :D
Şu tiplere bakın ya 😆

Tokyo Tarareba Musume, Türkçeye çevrilmesini dilediğim mangalardan bir tanesi. Buradan yayınevlerine sesleniyorum, rica ediyorum, olur da bu serinin lisansını alan olursa Japoncadan dilimize çevirisine talibim. 😍

10/10

5 Şubat 2025 Çarşamba

Kitap: Yanlış Yer Yanlış Zaman-Gillian McAllister

Posted by nana at 2/05/2025 10:37:00 ÖÖ 0 comments

 Gillian McAllister'dan "Yanlış Yer Yanlış Zaman", yazarın okuduğum ilk kitabı. Olimpos yayınlarından çıkmış. Son zamanlarda Olimpos yayınları çok güzel kitapların telif hakkını alıyor. 😍

Kısaca konusuna değinecek olursam, başarılı bir avukat olan Jen, bir akşam oğlunun cinayet işlemesine tanık olur. Cinayetin işlendiği akşam Jen uyuyup uyandığında kendisini "dün"de bulur. Bu şekilde her gün zamanda geriye gitmeye başlar ve oğlunun cinayet işlemesini engellemeye çalışır. Bu zaman geçişleri sırasında Jen hayatının yıllarını işi başından aşkın bir avukat olarak geçirirken aslında çevresindeki ne kadar çok şeyi kaçırdığını ve hiçbir şeyin farkında olmadan yaşadığını görür.

Kitabı çok beğendim. İyi bir kurgusu vardı, okurken acaba bütün bunları nasıl bağlayacak diye düşünüp durdum. Bazı yerlerde fazla ayrıntılar verilmiş olsa da genel anlamda film gibi bir kitaptı. Şoka uğrattığı yerler de oldu. Sonu da çok iyiydi. Ben çok keyif aldım. Zaman atlamalı kitaplardan hoşlanan herkese tavsiye ederim. 9/10

Arka kapağının tanıtım yazısı:

"Ekimin sonları. Saat gece yarısını geçmiş. On yedi yaşındaki oğlunu bekliyorsun. Geç kaldı. Sen pencereden izlerken ortaya çıkıyor, fark ediyorsun ki yalnız değil; bir adama doğru yürüyor, üstelik silahlı.

Komik, mutlu, ergen oğlunun bir yabancıyı oracıkta, evinizin önündeki sokakta öldürmesini izlerken gözlerine inanamıyorsun.

Kim, bilmiyorsun. Neden, bilmiyorsun. Tek bildiğin, oğlunun gözaltına alındığı. Geleceğinin darmadağın olduğu.

O gece çaresizlik içinde uyuyakalıyorsun. Her şey bitti. Ta ki uyandığın ana kadar: Cinayetten bir gün öncesine.

Sonra tekrar uyanıyorsun... Dünden önceki güne.

Her sabah bir önceki güne, cinayetten önceki bir başka güne daha uyanıyorsun. Mâni olmak için bir şansın daha oluyor. Cevap, bu suçu tetikleyen şey, geçmişin bir yerlerinde gizli. Bunu bulmaktan başka seçeneğin yok."

4 Şubat 2025 Salı

Dizi: Night Has Come

Posted by nana at 2/04/2025 02:12:00 ÖS 0 comments

 Night has come (밤이 되었습니다) 2023 yılı Güney Kore yapımı 12 bölümlük mini bir dizi. Ben Viki platformundan izledim. Türkiye'de Netflix veya diğer platformlarda yoktu. Kore'nin Netflix'inde varmış ama Türkiye'ye gelecek mi bilmiyorum.

Dizi Kang Min-ji tarafından yazılmış, Lim Dae-wong tarafından yönetilmiş. Başrollerinde Lee Jae-in, Kim Woo Seok, Choi Ye-bin, Cha Woo-min, Ahn Ji-ho ,Jung So-ri yer alıyor. Tür olarak gerilim, gizem, korku olarak geçmekte. Aslında ölüm oyunu diyebileceğimiz türden bir dizi. Dizinin Imdb puanı 7.1 , Mydramalist puanı 8.1, Viki puanı ise 9.1.

Yooil Lisesinin ikinci sınıf öğrencileri bir okul gezisine giderler. Ancak bu okul gezisinde hayatları kabusa dönecektir. Öğrenciler, kaldıkları binada birden bir anons duyarlar. Anonsta "mafya oyununun" başlayacağı söylenmektedir. Herkesin telefonuna otomatik olarak oyunun uygulaması yüklenir. Kimse ne olduğunu anlayamaz. Mafya oyununu duyanlar vardır: Bir grup kişiden bir azınlık mafya olur, kalanlar vatandaş olur, bir polis, bir de doktor vardır. (Bu isimler bazı yerlere göre değişiyor, örneğin bazen ismi mafya değil de vampir veya kurtadam da olabiliyor ama dizimizdeki isimler bu şekilde.) Normalde mafya üyeleri vatandaşları eler, vatandaşlar kim mafya onu bulmaya çalışır, oyunun sonunda hangi taraf kalırsa kazanır. 

Ancak tabii ki dizimizde bunun gerçek versiyonunu oynatıyorlar. Yani öğrencilerin arasından mafya üyeleri, vatandaşlar, bir doktor, bir de polis seçiliyor. Gece yarısı olunca vatandaş olan öğrenciler birden bayılır gibi oldukları yerde uyuyakalıyorlar. Mafya ise vatandaşlardan birini öldürmek zorunda bırakılıyor. Vatandaş olan öğrenciler gündüz hangi öğrencilerin mafya olduğunu karar verip uygulamadan oyluyorlar. En çok oyu alan öğrenci ölüyor. Yani bu şekilde bir ölüm oyunu oynanıyor dizide. Tabii genel bir şekilde anlattım ama dizide başka detaylar da bulunmakta. Bu oyun nerden çıktı, uygulama nasıl yüklendi, nasıl böyle bir durum olabiliyor gibi sorular beyninizde dönüp duruyor diziyi izlerken. Dizideki oyunculuklar da çok iyi. Karakterlerin psikolojik durumları, bu durumla başa çıkma şekilleri çok iyi yansıtılmış. Sonunu bir tık daha farklı bekliyordum ama yine de sürükleyiciydi. Spoiler vermemek için karakterler ve ilişkilerden bahsetmeyeceğim. 

Gerilim, korku sevenlere önerimdir. İyi seyirler! 8/10


3 Şubat 2025 Pazartesi

Kitap: Daisy Darker-Alice Feeney

Posted by nana at 2/03/2025 05:06:00 ÖS 0 comments

 Alice Feeney'nin daha önce "Taş, Kağıt, Makas" romanını okuyup çok beğenmiştim. Bu romanının çıktığını gördüğümde konusunu okudum ve bende çok merak uyandırdı. "Taş, Kağıt, Makas" romanı ile kıyaslayamasam da, bu romanı da güzel. Alice Feeney bu romanı yazmayı beş senede tamamlayabilmiş ve kendisinin en sevdiği romanıymış. Romanda gerilim, aile sırları, gizem, cinayet, ters köşe hepsi var. Spoiler olmadan anlatmam gerçekten çok zor olacak ama genel hatlarıyla biraz bahsedeceğim.

Hikayemiz ana karakter Daisy Darker'ın ağzından anlatılıyor. Daisy zayıf bir kalple doğmuş ve doktorlar onun çok uzun yaşayamayacağını öngörmüşler. Ama Daisy mücadele etmiş, hayata tutunmaya başarmış ve 29 yaşına gelmiştir. Büyükannesi çocuk kitapları yazarı ve çizeridir. Hatta Daisy ile ilgili bir kitap yazmış ve bu kitap çok satanlar listesine girmiştir. Daisy'nin ailesi genel olarak birbirinden uzakta yaşarlarken, büyükannelerinin 80. doğum günü partisi için toplanmak durumunda kalırlar. Doğum günü partisi büyükannelerinin Deniz Camı adını verdiği, yalnızca gel-git ile karaya bağlanan evinde gerçekleşecektir. (Kitabın kapağında gördüğümüz şu ev) Ailenin tüm üyeleri doğum günü için Deniz Camı'nda toplanır. Her gece olduğu gibi gel-git başlar ve Deniz camı'nın karayla bağlantısı 8 saat için kesilir. Kitap, geçmişe dönüşler dışında işte bu 8 saatte gerçekleşen olayları anlatıyor.

Daisy'nin büyükannesi hem 80. yaşını kutlayacak hem de vasiyetini açıklayacaktır. Ortada vasiyet konusu olunca tabii gergin bir hava hakimdir. Gece yarısı olduğunda büyükanne mutfakta ölü bulunur, duvardaki yazı tahtasında da aile üyeleriyle ilgili gizemli bir yazı yazıyordur. Bu sırada dışarıda felaket bir fırtına vardır ve ailenin karayla bağlantısı tamamen kesilmiştir. Derken bir saat sonra başka biri ölü bulunur... Saatler ilerledikçe ailenin karanlık sırları açığa çıkacak, geçmişle hesaplaşmalar yaşanacaktır.

Artık spoiler içermeden ancak bu kadar anlatabiliyorum, büyükannesinin öldüğü zaten kitap tanıtımında da yazıyor. Kitabı okurken bazı noktaları tahmin ettim, "kesin şöyle" dediğim yerler öyle oldu. Ama yine de olayların akışını okumak, sondaki ters köşe güzel ve keyifliydi.

Alice Feeney'nin "Ne yaptığını biliyorum" isimli kitabını hala okumadım. Onu da okuyacağım.

Daisy Darker'ın arka kapak tanıtım yazısını da şuraya ekleyeyim: 

"BAZI SIRLAR GİZLENDİĞİ GÖLGELERDEN DAHA KARANLIKTIR.

Darker ailesi, birbirlerinden uzak geçirdikleri on yılın ardından bir araya gelmiş ve ninelerinin 80. yaş günü için bir gelgit adasındaki Deniz Camı adını verdikleri evlerinde buluşmuştu. Ancak her gece olduğu gibi, o gece de gelgit başladığında, sekiz saat boyunca dünyanın geri kalanıyla bağlantıları kesildi. Deniz Camı’nın duvarlarındaki saatler on ikiyi gösterdiğinde artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Gece yarısı fırtına şiddetlenirken nineleri ölü bulundu. Bir saat sonra ise aralarından bir başkası... Ailenin her üyesinin kendine ait sırları vardı; ancak bazı sırlar diğerlerinden çok daha karanlıktı. Birinin onları teker teker öldürdüğü bu adada mahsur kalan Darkerlar, sular çekilip her şey gün yüzüne çıkmadan önce hem bu gizemle hem de geçmişteki sırlarıyla hesaplaşmak zorundaydı. Şeytan aslında görmemiş gibi yapan gözlerdi ve duymamış gibi yapan kulaklardı. Şeytan aslında sendin, bendim ve hepimizdik."

Bir de son olarak kitaptan bir alıntı ekliyorum: 

"Bugününü geçmişine odaklanmakla harcarsan, geleceğini asla değiştiremezsin."

İyi okumalar!  8/10

 

1 Kitap 1 Film Template by Ipietoon Blogger Template | Gadget Review